Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul’u küresel finans ve katılım finans merkezlerinden biri yapacaklarını belirterek “Türkiye’ye güvenen hiç kimse pişman olmadı” dedi.
İstanbul’da 75 ülkeden bin 500’den fazla katılımcıyı ağırlayan Albaraka İslami Finans Zirvesi’nde konuşan Erdoğan, katılım finansın önemine dikkat çekti. “Zekat, sadaka, komşu açken tok yatmama, kul hakkı yememe aldatmama tamahkarlık yapmama gibi İslami umdeler aynı zamanda ekonomik hayatın da temel yapı taşlarıdır” diyen Erdoğan şöyle devam etti: “Bunların üzerine inşa edilen iktisat modelinin adı İslam iktisadıdır.”
“Bu iktisadın mütemmim cüzü ise İslami finans, Türkiye’deki ismiyle katılım finanstır. İnsanı ve ahlaki değerleri varlığa dayalı ve risk paylaşımını merkezine koyan, sosyal adaleti önceleyen, pozitif sosyal etki oluşturmayı hedefleyen katılım finans tüm insanlığa hitap edebilecek potansiyele sahiptir. Rahmetli Özal’ın çabalarıyla hayata geçen özel finans kurumları 40 sene içinde sürekli gelişerek ve kabuk değiştirerek bugünlere kadar geldi. Günümüzde bankacılık sistemi içindeki payı yüzde 9’a yaklaştı. Kısa vadede katılım finansın bankacılık varlıkları içerisindeki payını yüzde 15’e taşımayı hedefliyoruz.”
“Ancak katılım finansın halen arzu ettiğimiz seviyenin gerisinde olduğunu itiraf etmek durumundayım. Bunda diğer sebeplerle birlikte sektörün de payı bulunuyor. Bakınız biz yastıkaltı denilen sistem dışı tasarruf kültürüne sahibiz. Bizim insanımız, zor günlerinde gelirinin bir kısmını biriktirir, tasarruf eder. Bunu da çoğunlukla altın ve maalesef dövizle yapar. Yastıkaltında döviz ve altının sahibine güven verme dışında ekonomiye aktif bir katkısının olmadığını hepimiz biliyoruz.”
“Yastıkaltı tasarrufların ekonomiye kazandırılmasını hep arzu ettik. Yastıkaltı altınların ekonomiye kazandırılmasında kurumlarımız, toplumu ikna edici finansal ürünler geliştiremedi. Katılım finansa yönelik toplumdaki önyargılar halen kırılmadı. Bu alanda halen bilgiden ziyade eskiden kalma ön kabullerle hareket edildiğine üzülerek şahit oluyoruz. Katılım finans sistemini hak ettiği yere getirmemiz gerekiyor. Bunun için finansa yönelik bakış açısını değiştirmeliyiz.”
“Son 21 yılda Türk ekonomisine tarihi başarılar yaşatmış bir hükümet olarak katılım finans alanında ülkemizi hak ettiği yere getireceğiz. Özellikle Asya, Avrupa ve Afrika’nın tam kalbinde yer alan İstanbul’u küresel finans ve katılım finans merkezlerinden biri yapacağız. Burada bulunan kardeşlerimiz çok iyi biliyor ki, Türkiye’ye güvenen hiç kimse pişman olmadı. Kazandırarak kazanmayı amaçlayan hiçbir müteşebbis ülkemize yatırım yaptığı için sonradan nedamet duymadı. Bundan sonra da kazan kazan temelinde iş birliklerimizi ilerleteceğiz. Türkiye’nin ekonomisine, üretimine, istihdamına, ihracatına, finans sektörüne katkı sağlamayı amaçlayan her türlü girişime destek vereceğiz.”
“Dünya beşten büyüktür” tespitinin sistemin değişmesine olan acil ihtiyacı gösterdiğini ifade eden Erdoğan şöyle devam etti: “Rusya-Ukrayna Savaşı ve Gazze soykırımıyla birlikte artık bu kaçınılmaz bir hal almıştır. Dünyanın devasa bir köye döndüğü günümüzde sınırlar ve mesafeler bizi koruyamaz. Afrika’da onca yeraltı kaynağına rağmen insanlar açlıktan ölüyorsa, Suriye’de, Sudan’da, Yemen’de kan akmaya devam ediyorsa, Gazze’de 35 bin 600 masum insan acımasızca katlediliyorsa, medeniyetlerin beşiği Akdeniz mülteci kabristanına dönüşmüşse, her yıl binlerce umut yolcusu son nefesini çöllerde, dağlarda veriyorsa, kusura bakmayın ama kimse kendini emniyette hissedemez, gece başını yastığa rahat koyamazsın. Adaletin olmadığı yerde huzur ve barış olmaz. Güvenliğin olmadığı yerde demokrasi ve özgürlük olmaz. Küresel sistemin elitleri bu tabloyu görmezden ve duymazdan geliyor. Fakat yaşadığımız her hadise her bölgesel kriz, yıllarca biteviye giden her kanlı barış ve barış karşısındaki savaş hepimize bu gerçekleri tekrar hatırlatıyor. İnsanlık olarak hem kendimizin hem evlatlarımızın müreffeh bir dünyada yaşamasını istiyorsak çözüm yerine sürekli sorun üreten mevcut sistemde özellikle ısrardan vazgeçmeliyiz. Bunun yerine daha dengeli, daha adilane, daha kuşatıcı bir sistemin ihdası için hep beraber el ele vermeliyiz. Karşı karşıya olduğumuz meydan okumalar, esasen hiçbirimize başka bir alternatif de bırakmıyor. Hangi inanca, kültüre, millete mensup olursak olalım bunun için mücadele etmemiz gerektiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum.”
Son yıllarda dünyanın köklü bir dönüşüm sürecinden geçtiğini vurgulayan Erdoğan şöyle devam etti: “İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan ekonomik, askeri ve siyasi sistemin temelleri her yeni gelişmeyle birlikte daha şiddetli sarsılıyor” diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Şunu çok net görebiliyoruz. Uluslararası sistemde denge kaybolmuş, belirsizlik artmış, istikrarsızlık ve kaos dünyanın hakim rengi haline gelmiştir.”
“Koronavirüs salgınının yol açtığı tahribatın enkazı kaldırılmadan Rusya-Ukrayna Savaşı patlak vermiş. Bunu 7 Ekim’de Gazze krizi izlemiştir. İsrail’in yaklaşık 8 aydır tüm insanlığın gözü önünde Gazze’de işlediği toplu katliamlar, küresel düzenin acziyetini gözler önüne sermiş, mevcut kurumlara olan güveni sarsmıştır. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi başta olmak üzere dünyada nizamı sağlamakla mükellef yapıların adaletsiz ve çarpık karakteri bir kez daha ortaya çıkmıştır.”
“Açıkça ifade etmek gerekirse şu an dünyada mazlumu koruyacak, zalimi durduracak, zulmün önüne geçecek bir kurumsal mekanizma yoktur. Küresel güvenliğin teminatı olarak yıllardır bize anlatılan kurumlar büyük bir zaaf içindedir. Türkiye olarak uzun süredir bu duruma dikkat çekmekteyiz. Küresel sistemin tüm unsurlarıyla günümüzün gerçeklerine göre yeniden dizayn edilmesi gerektiğini söylüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Yargı Kurulları Toplantısı’na katıldı. Toplantı, İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda basına kapalı gerçekleştirildi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Büyükelçi Kubanıçbek Ömüraliyev, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreteri Atila Öztürk ile üye ülkelerin mahkeme ve yargı konseyi başkanları toplantıda yer aldı.